17 Kasım 2010 Çarşamba

Rüya (pt 1)

Geniş pencereli, kendi de geniş bir oda.. Duvarlar bembeyaz.. Dışarıda güneşli bir gün, her yer aydınlık ve parlak.. Odada duvar kenarlarında tek tük kanepe, zigon (sessizliğe gönderme), sehpa vs.. Odanın tam ortasında bir sandalye, sandalyede güzel bir kız, başında volta atan oğlan.. Kızın elindeki kırmızı kapaklı telefon çalar; oğlana uzatır.. Oğlan açar..
-          Alo?
-          Meraba.. Ben bu kızın annesiyim..
-          Meraba efendim..
-          Kızımla ilgili niyetlerin nedir öğrenmek istiyorum..
Oğlan kıza bakar; kızın beklentiyle gülümseyen yüzüne bakar.. Gülerek:
-          Kızınıza prenses gibi davranmayı düşünüyorum..

Uzunca bi sessizlik..
-          Kızımla görüşmeni kesinlikle istemiyorum..
Oğlan gene kıza bakar..
-          Peki efendim, görüşünüzü dikkate alacağım..
Telefonu kapatır.. “Böyle diyeceğini biliyordum” der kız..
“Peki ne yapcaz?”
“Açıkçası benim umrumda bile değil..”
“Benim de..”

(şarkı: kamelot - the haunting (somewhere in time)..)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder