23 Aralık 2010 Perşembe

Özür ve açıklama

2 gündür yazamıyorum, çünkü farkl ısebeplerden eve geldiğimde yazcak durumda olmuyorum.. Bu sebeple üzgünüm, hayır sanki çok okuyanım varmış gibi oldu ama önemli olan o az sayıdakine değer vermek.. (gibi bişiler)

21 Aralık 2010 Salı günü hayatımın fiziksel olarak en kötü günü olabilir.. İnanılamz bir baş ağrısı yaşadım bütün gün.. Buna ek olarak burada ismini telaffuz etmekten çekinmediğim "Ahmet Sina Bağcı" adlı arkadaşımın "olm snowboard yapcaz bacak antremanı lazım" diye bana yaptrdığı antrenman sonucunda bacaklarım resmen tutmuyordu.. Şimdi bu iki olay şöyle birleşiyor:

Adım atmak işkence, oturup kalkmak işkence.. Buna ek olarak her adımda beyin "sallanır" gibi olduğundan o adımı atmak isteyip, attığına hem sevinip hem pişman olma durumunu yaşadım.. Çok acayip evet.. Peki bunun üstüne 12 saat okulda kalıp proje yapınca insanda kafa kalır mı? Kalmaz, kalmadı da netekim..

Bir de insan hasta olunca sıradanlaşıyor cidden.. Ben boyutuma göre oldukça fazla yerim, ve soğukta üşümem.. O salı gecesi ise bir orta boy pizza bitiremedim ve dışarı çıkınca üşüdüm.. Bu cümleden "ukala" yerine "ay yazık" sonucunu çıkartın..

-------------------------

Bunun dışında doğumgünüm oldu ve bir kez daha doğumgünlerini önemsememek gerektiğini anladım.. Çok fazla önemseseydim gelmeyen insanlara, kutlamayanlara takılacaktım, ama hiç önemsemeyince dünyanın en eğlenceli doğumgünlerinden birini yaşadım :) yaşatanlara teşekkürler, o gün gördüğüm (ve görmediğim ama düşündüklerini bildiğim) herkesi çok seviyorum, iyi ki varsınız..

------------------------------------------

Evet 20 oldum.. Hayır bir çöp değişmedi.. Dağılın..

-----------------------------------

Projemizle ilgili beni eğlendiren noktalar: kurduğum matematiksel modelin doğru olması.. Hocaların "değiştirin" demesi.. Değiştirince "bu böle olmaz şöle olur" diye eski halini sölemeleri.. Ve son olarak da adam akıllı bir sezgisel üretmiş olmak.. Geliyorum Martello, tahtına göz diktim.. Facebook'ta da daha fazla arkadşım var..

--------------------------------

Bu aralar gitarı iyice boşladım.. Çünkü bas çalışmaya başladım yeniden.. Bas solo enstrüman (teşekkürler Şeyma) olamaz diyenler halt etmiş arkadaşlar.. Öğrenin, doğaçlama yapabilir hale gelin.. Dizinizden indirmek istemediğinzden sevgilinizle kavga etceksiniz.. Sonra sevdiğiniz şarkılara eşlik edin, müziğin bir parçası olun.. Sonra çok zor şarkıları çalın, ve "oha parmaklarım nası görünüyodur acaba" diye düşünün.. Evet sığ bi insanım :P Bu olay için örnek playlist:


Muse - Muscle Museum
Placebo - Meds
Muse - Hysteria
Muse - New Born
Dream Theater - Home
Rush - YYZ
Dream Theater - Dance of Eternity


Bu şarkıları peşpeşe, mükemmel bir şekilde ve yorulmadan çalan kişiden ders almak istiyorum, bu kadar da net konuşuyorum.. Ben Dance of Eternity'nin sonuna gelebildim, sonra tekledim.. Solosu zaten yok :)..

Evet şimdilik bu kadar, uzun bi aradan sonra uzun yazmamı bekleyenlere burdan "hahahahahahaahahahaaahhh" demek istiyorum :D

şarkı: Two Steps from Hell - To Glory
gitar: yok artık bas var, bi süre..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder