27 Aralık 2010 Pazartesi

Bir delinin zırvalamaları

O kadar çok akıl hastalığı tanımı uydurulmuş durumda olmasına rağmen tamamen "sağlıklı" olduğunu iddia eden insanların sayısı o kadar çok ki.. Ufak tefek şeyler farkedilmese bile ciddi "hastalık"ların semptomlarıdır aslında tıpta; bir insanın sürekli ellerini yıkaması takıntıdır misal..

Peki ciddi olayların aslında teşhisinin konmasının imkansız olduğunu hiç farketmiş miydiniz? Bu ne demek şimdi? Şu demek, "hastalık" olarak belirlenen şeylerde bize teşhis koyulması imkansız.. Yani ben eğer hastaysam benim hastalığımın adının konması mümkün değil.. Örnekleyelim:

Bir şizofren, şizofren olduğunu bilmez.. O zaman bizim şu anda yaşadığımız her olayın gerçek olduğuna nasıl garanti verebiliriz? Belki de şizofren akılımızın uydurduğu bir şeydir "en değerli anı"mız..

Kafasından kendine "arkadaşlar" yaratan bir insanın, yarattığı karakterlerden birisinin onu tedavi etmeye çalışan doktorun kendisi olmadığını nasıl bilebiliriz?

Bu olay nerden çıktı; insan aklının kendi kendini kandırmaya yetisi olduğunu ve arada sırada buna çabaladığını düşünüyorum.. Bu düşünce de bir rüyadan çıktı aslında; ama rüyanın tamamını ve olayların nedenini hatırlamıyorum.. Hatırladığım kısmında ise beynimin "iyi" tarafı, benim desteklediğim taraf bir bilgiyi korumaya çalışmakta (inception anyone?).. Ve beynimin bu yanı tam bilgi çalınmak üzereyken birini yakalıyor..

E o kişi de beynin bir başka yönü? Kendi kendinin savunmasını aşan bir sistem mi yarattı? Değişik olan bir nokta da, yakalanana kadar farketmesem de yakalandıktan sonra izlediği bütün adımları biliyor olduğumu farkettim.. E peki bu durumda;

a) bu bilgi illaki çalınacaktı, çünkü savunanın bütün bilgilerini biliyordu saldıran
b) bu bilgilerin çalınması mümkün değil çünkü savunan, saldıranın her hamlesini biliyor
c) her ikisi de aynı anda doğru..

Ve evet cevap bence c şıkkı.. Tamamen bir tesadüf sonucu rüyamda oluşan sonuç oldu, adam yakalandı.. Yakalanmayabilirdi de.. Rastgeleliğin doğanın bir parçası olduğunu biliyoruz; peki düşüncelerimizin rastgele oluştuğunu hi düşünene olmuş mudur?..

Yani yeni oluşan fikirler birinin diğerinden daha "zeki" olmasından değil de daha "şanslı" olmasından ise?

Birinin diğerinden daha "yaratıcı" olması tamamen talihle ilgiliyse?..

şarkı: tolga çevik ve özer atik - yalan sanırım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder